TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101’inci yıl dönümü ve Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, İzmir‘de büyük bir coşkuyla başladı. Cumhuriyetin 101’inci yılı kutlamaları kapsamında ilk olarak İzmir Valiliği’nde tebrikat töreni düzenlendi. İzmir Valisi Süleyman..
TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101’inci yıl dönümü ve Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, İzmir‘de büyük bir coşkuyla başladı.
Cumhuriyetin 101’inci yılı kutlamaları kapsamında ilk olarak İzmir Valiliği’nde tebrikat töreni düzenlendi. İzmir Valisi Süleyman Elban, tebrikleri kabul ettikten sonra Cumhuriyet Meydanı’nda resmi kutlama töreni yapıldı. Vali Elban, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, tören aracıyla vatandaşları selamlayıp, bayramını kutladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı okundu.
‘İYİLİKLE DAVRANMIŞIZ’
Törende konuşan İzmir Valisi Elban, Millet olarak tarih sahnesinde yer aldığımızdan bu yana özellikle de son birkaç bin yıldan bu yana hem Anadolu coğrafyasında hem de yakın coğrafyamızda millet olarak hep bağımsız olmuş, hür yaşamışız. Bulunduğumuz topraklarda, hükmettiğimiz topraklarda, orada yaşayan insanlara adaletle muamele etmiş ve iyilikle davranmışız. Ne yazık ki Osmanlı İmparatorluğu hem Avrupa içlerine hem Karadeniz’in kuzeyine hem Orta Doğu ve Afrika’nın içlerine kadar büyük bir coğrafyada adaletle hükmeden bir devlet olmasına rağmen bilim ve teknolojide bizden aldıkları bilgileri geliştirerek son birkaç yüz yıl içerisinde Osmanlı’yı bilim konusunda geçen Batı artık bu üstünlüğünü, bu milleti de yok ederek kullanma arzu ve hevesine kapıldı dedi.
‘DESTANSI MÜCADELELER BAŞLADI’
Vali Elban, Maalesef başta Avrupa topraklarındaki çekilişimiz hızlıca devam etmeye başladı. 19. yüzyılın ortalarına geldiğimizde Avrupa başkentlerinin koridorlarında Osmanlı için ‘hasta adam’ deyimi kullanılmaya başlandı. Birinci Dünya Savaşı’nda yedi düvele karşı verdiğimiz mücadele sonunda maalesef bulunduğumuz blokla birlikte büyük kahramanlık göstermemize ve acı çekmemize rağmen yenik sayılıp, Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kaldık. Bununla birlikte artık düşman, arzu ettiği şartların oluştuğunu düşündü. Çünkü yıllardan beri savaşlarla bitap düşmüş bir millet, orduları dağıtılmış artık savunmasız bir toprağa çok rahat girebileceklerini düşündüler. Son noktayı koyabilmek için yedi koldan Anadolu coğrafyasına saldırmaya başladılar. Ama onların bitkin gördükleri milletle ilgili bilmedikleri bir şey vardı. O da bu millet; vatanını, milletini, ezanını, bayrağını, kutsal değerlerini canından ve her şeyden üstün tutardı. Bunun için gözünü kırpmadan, her türlü fedakarlıkta bulanacağını hiç hesaba katmadılar. Hesaba katmadıkları bir şey daha vardı. Eğer bu millet, inandığı ve güvendiği bir lider olursa, onun etrafında birleşip dünyaya şan şöhret gösterebileceğini hiç hesaba katmadılar. Gazi Mustafa Kemal önderliğinde Anadolu’da ulusal kurtuluş mücadelesi başladığında millet, ‘Aradığım lideri buldum’ dedi ve onun etrafında kenetlendi. Anadolu’da destansı mücadeleler başladı. Ne kahramanlık hikayeleri yazıldı ve sonunda bu güzel vatanımız, düşman işgalinden kurtulmuş oldu. Bu millet yok olmanın eşinden dönmüş oldu diye konuştu.
‘CUMHURİYET VATANIMIZIN TAPUSUDUR’
Vali Elban, Cumhuriyet, 300 yıldan beri geri çekilmeye ‘dur’ demek için, bilim dünyasında var olduğumuzu göstermek için, ekonomi, sosyal ve her alanda artık dünya devletleri arasında ‘Biz de varız’ demek için ve bu milletin karakterine çok uyduğu için ilan edildi. Bu cumhuriyet sayesindedir ki dünyanın sayılı devletleri ve ekonomileri arasına girdik. Bu cumhuriyet sayesinde insanımız, kendi iradesiyle kendini yönetme hakkını ve kendini geliştirme hakkını elde etti. Bizim için cumhuriyet çok önemli. Cumhuriyet bizim kalkınmamızın, gelişmemizin ve demokrasimizin temeli ama cumhuriyet bu millet için başka bir anlam da ifade eder. Çünkü dünyanın her alanında demokrasi ve cumhuriyet dendiğinde, belli kavramlarla çerçevesini çizebilirsiniz. Ama bizim ülkemizde kalkınma, özgürlük ve bağımsızlığın yanında başka bir anlamı daha var. Cumhuriyeti; vatan, bayrak ve devlet gibi kutsal kabul ediyoruz. Çünkü cumhuriyet, bizim özgürlüğümüzün sembolüdür. Cumhuriyet bizim vatanımızın tapusudur, devletimizin bağımsızlığının tüm dünyaya ilanıdır. Cumhuriyet bizim için ayrı bir anlam taşımaktadır. Hem bu sembol anlamlarından hem de son yüzyıllarda olan gelişmelerden dolayı cumhuriyete olan saygımız ve ona sahip çıkmamız, onun ilkelerini geliştirmek hepimizin vazifesidir. O yüzden de cumhuriyetin bu ilkelerini geliştirmek, ülkemizi daha müreffeh daha kalkınmış kılabilmek için geçen yıl ‘Türkiye Yüzyılı’ ilan edildi. Bu cumhuriyete verilen değer ve cumhuriyetin gösterdiği ilkeler sayesinde insanımızı daha müreffeh ve ülkemizi daha gelişmiş kılmak için yapılan bir çalışmanın ürünüdür. Dolayısıyla her dönem cumhuriyetimizi yüceltmek ve geliştirmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. Çünkü ülkeyi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına karşı borcumuz var dedi. İzmir Valiliği himayesindeki programın devamında; günün anlam ve önemi anlatan şiir okundu, çeşitli yaş gruplarından çocuk ve gençler, zeybek ve vals gibi dans gösterileri sundu. Programda, çeşitli spor yarışmalarında dereceye giren öğrencilere protokol üyelerince ödülleri verildi. Meydandaki program, geçit töreniyle son buldu.
Haber Kadir ÖZEN – Seza Nur ALPDÜNDAR – Kamera Tekin GÜRBULAK- Gökhan KILIÇ İZMİR,
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)